Gazeteci Serdar Akinan serbest bırakıldı

Gazeteci Serdar Akinan serbest bırakıldı

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde bu sabah gözaltına alınan gazeteci Serdar Akinan’ın İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nde ve ardından savcılıkta verdiği ifadenin ardından serbest bırakıldı.

T24’ün haberine göre; ifadelerinde röportaj yaptığı Muhammet Yakut isimli kişiyi önceden tanımadığını, ancak iddialarını bir gazeteci olarak araştırma ihtiyacı hissettiğini söyledi. Akinan, “Ülkemiz, tarihinin en kritik seçimine giderken dile getirilen bu kadar ağır iddiaların sorgulanması bir gazetecinin asli görevidir. Ben işimi yaptım” dedi.

Savcılıkta ise, emniyette verdiği ifadesini tekrarladığını söyleyen Akinan, suçlamaları burada da kabul etmedi. Çektiği videolarla sosyal medyada konuşulan Muhammet Yakut’un ise Youtube kanalına erişim engeli getirildiği öğrenildi.

Gazeteci Serdar Akinan, bugün Twitter hesabından Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde gözaltına alındığını duyurdu. Akinan, mesajında, “Gözaltına alınıyorum. Ayvacık ilçe emniyete götürülüyorum” ifadelerini kullandı ve paylaşımına emniyet ekiplerinin evine geldiği sırada çekilmiş bir videoyu da ekledi.

Akinan, öğlen saatlerinde polis ekiplerince İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi’ne getirildi. Emniyetteki işlemlerin ardından Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevk edilen Akinan serbest bırakıldı. 

“Benim yaptığım paylaşımlar üzerinden atılan başlıklar kabul edebileceğim şeyler değildir”

Akinan, ifadesinde, sosyal medya hesaplarının yönetiminin ve paylaşımlarının kendisine ait olduğunu, dosyada yer alan bazı içeriklerin ise kamuoyunda ‘yandaş medya’ olarak bilinen yayın kuruluşlarına ait olduğunu söyledi. Yapılan haberler hakkında “Benim yaptığım paylaşımlar üzerinden atılan başlıklar kabul edebileceğim şeyler değildir. Bu yayın kuruluşlarındaki insanlar FETÖ bağlantılı yayın kuruluşlarında çalışırken Genel Yayın Yönetmeni olduğum Sky Türk kanalında yıllarca Fettullah Gülen ve örgütü hakkında yayınlar yapmış ve bu yayınlardan ötürü bu şahısların ağır saldırılarına maruz kalmıştım. Dosyaya konan içerikler benim 35 yıllık meslek hayatımı lekelemeye yöneliktir” dedi.

Herhangi bir siyasi parti, dernek veya sendikaya üye olmadığını anlatan Akinan, Muhammet Yakut isimli kişiyi daha önceden tanımadığını, ancak iddialarını bir gazeteci olarak araştırma ihtiyacı hissettiğini belirtti.

“Kendisi ile konuştuktan kısa bir süre sonra bir yayın daha yaptım”

Serdar Akinan, söz konusu yayınıyla ilgili şunları aktardı:

“Öncelikle adını internette araştırdım. Diyarbakır’da görevli meslektaşlarımı aradım. Yaptığım ilk yayında kendisini hedef alarak iddialarının çok ciddi olduğunu, bugüne kadar bilinen bir sima olmadığını ve bu durumun şaibeli olduğunu ifade ettim. Araştırmalarım devam ederken kanalından ikinci videoyu paylaştı ve benim yayınımı takip ettiğini anlayacağım şekilde ‘Serdar Akinan isminde bir gazeteci var. Beni araştırıyormuş. Beni araştırmak istiyorsa 1992 yıllarında BOTAŞ’ta çalıştığımı bilsin’ ifadelerini kullandı. Yine yayında DP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt ile telefonda konuştuğunu söyledi. Ben de Enginyurt’u aradım. Kendisi ‘Ben de tanımıyorum. Ancak bana ulaştı ve ben de konuştum’ dedi. Şahsın telefonunu istedim, o da verdi. Görüntülü olarak konuştuk. Nerede olduğunu açıklamadı. Ben de görüntüden anlayamadım. Kendisi ile konuştuktan kısa bir süre sonra bir yayın daha yaptım ve yayınıma katılıp katılamayacağını sordum. Kabul etti ve bir gün bir saat için anlaştık. Sonra da yayınıma canlı olarak bağlandı.”

“İddialarını açığa kavuşturmasını istedim”

Youtube kanalını 6 Şubat tarihinde gerçekleşen depremlerden sonra aktifleştirdiğini belirten Akinan, deprem bölgesine giderek sayısız röportaj ve yayın yaptığını söyledi. Bağımsız bir gazeteci açısından kamu yararı gözeterek tüm imkanlarını kullandığını anlatan Akinan, ifadesinin devamında şunları dile getirdi:

“Bu esnada böyle bir şahsın çıkıp son derece ağır iddialar ortaya atması bir gazeteci olarak dikkatimi çekti ve bu şahsı araştırdım. Çok farklı kaynaklara sordum ve iddialarının konuşulmaya değer olduğunu görerek bahse konu 60’tan fazla insanı ve başta Akif Bank iddiası olmak üzere araştırmaya başladım. Öncelikle Aktif Bank dosyasında yayınladığı belgelerdeki kişi ve şirketleri Ticari Sicil Gazetesi’nden buldum ve doğruladım. Bu durum da dikkatimin daha da yoğunlaşmasına sebep oldu. Bu nedenlerle şahsı canlı yayına alıp iddialarını açığa kavuşturmasını istedim. Yayın kaydında da görüleceği üzere bu şahıs konudan konuya atlayarak dağınık bir şekilde iddialarını dile getirdi. Benim de ara ara internet bağlantım koptu. Hatta bu yayını gerçekleştirmeme yardımcı olan arkadaş yayına girerek benim bağlantımın koptuğunu ve kendisinin konuşmaya devam etmesini söyledi. Linkleri verilen videoların büyük bir kısmı aslında o canlı yayının versiyonlarıdır. Kalanları da benim başka konularda yaptığım yayınlardan ibarettir.”

“Ben işimi yaptım”

Son olarak eklemek istedikleri sorulan Akinan, darbe ve muhtıra dönemlerinde gazetecilik yapmış biri olduğunu ve Türkiye’de medyanın temel kurallarının unutulduğunu belirtti. Gazetecilerin Anayasa’da belirtildiği üzere, bağımsız bir şekilde kamu yararı adına görev yaptıklarını aktaran Akinan, “Hesap sormak, araştırmak, soru sormak bizim asli görevimizdir. Dolayısıyla hafızamızı yoklarsak, bu ülkeye savaş açmış binlerce insanın canını almış Abdullah Öcalan bile bu ülkede yakalanmadan önce röportaj yapılan ve gazetelerde televizyonlarda söyledikleri yayınlanan bir kimseydi. Ülkemiz, tarihinin en kritik seçimine giderken dile getirilen bu kadar ağır iddiaların sorgulanması bir gazetecinin asli görevidir. Ben işimi yaptım” dedi.

Savcılık ifadesi: Basın kartım yok

Akinan’ın savcılıkta verdiği ifade de ortaya çıktı. Akinan, emniyette verdiği bilgilere ek olarak şu ifadeleri kullandı:

“Üzerime atılı suçlamalar hakkında bilgi sahibi oldum. Ben kolluk kuvvetlerine bu konuya ilişkin ifade verdim. İfademi tekrarlıyorum. Ben yaklaşık 36 yıldır gazetecilik yaparım. Belgesellerim ve kitaplarım vardır. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in danışmanlığını yaptım. Benim uzun yıllar sürekli basın kartım vardı. Ancak 2-3 yıl önce bu basın kartım iptal edildi. Şu anda basın kartım bulunmamaktadır.

Muhammed Yakut isimli şahsı hiçbir şekilde tanımıyorum. Adını ve kendisini ilk defa Youtube isimli paylaşım sitesinde paylaştığı videoda gördüm. Bu video şahsın ilk kez paylaştığı birkaç dakikalık kısa videodur. “Muhammed Yakut kimleri ifşa ediyor” başlıklı videomu çektim.

“Ben de kendisinden şahsın iletişim bilgilerini istedim”

Ben şahsın paylaşmış olduğu videoların sırasını karıştırmış olabilirim ancak yaşananların örgüsü şu şekildedir: Ben bu şahsı Diyarbakır’dan sordurduktan ve yukarıda bahsettiğim videoyu yayınladıktan sonra bu şahıs çektiği bir videoda Cemal Enginyurt’tan ve benden bahsetti. Ben de bu şahsın Demokrat Parti Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt ile irtibat halinde olabileceğini düşünüp Cemal Enginyurt’u aradım. Bu şahsı tanıyıp tanımadığını sordum. Cemal Enginyurt bana bu şahsı tanımadığını, şahsın kendisine ulaştığını ve konuştuklarını söyledi. Ben de kendisinden şahsın iletişim bilgilerini istedim.

“Bu kişileri bitireceğini söyledi”

Cemal Enginyurt bana Muhammed Yakut isimli şahsın cep telefonu numarasını verdi. Ben Muhammed Yakut’a ait bu numarayı aradım. Açmayınca Whatsapp üzerinden mesaj attım. Bu şahıs da bana görüntülü bir aramayla döndü. Şahıs bu sırada araba içerisinde seyir halindeydi. Nerede olduğunu bilmiyorum. Bunu sormadım da. Kendisine siz kimsiniz, neden bu bilgileri ifşa ediyorsunuz diye sordum. Yıllarca devlet için çalıştığını ancak ayağına basıldığını söyledi. Nihat ÖZDEMİR isimli iş adamından ve ortağından kendisine zarar veren kişi olarak bahsetti. Fabrikalarının ve ticaretinin zarara uğratıldığını, bir kredi işi olduğunu, bu kredi işini bu kişilerin engellediğini, kendisinin de bu kişileri bitireceğini söyledi.

Ben kendisine zikrettiği isimlere ve olaylara ilişkin bana bilgi verirse gazeteci olarak araştırıp yayınlayacağımı söyledim. Kendisi de bana bunları kendisinin yayınlayacağını, bana para kazandırmayacağını söyledi. Ben kendisi hakkında genel bilgiler almaya çalışarak telefonu kapattım.

“Nihal Olçok’a onun numarasını verdim”

Daha sonra ben bu kişiyi soruşturmaya konu yayında ağırladım. Bu kişinin Aktif Bank’a ilişkin iddialarını Ticaret Sicil Gazetesi’nden ve Hakan Atilla isimli bilinen bankacı arkadaşımdan teyit ettim. Bu bilgilerin doğru olması benim ilgimi daha da celp etti. Yayın sırasında teknik arızalar yaşadım. Bu nedenle bu şahıs kendi bildiği konuları kafasına göre konuştu. Kendisine bazı sorular sordum. Daha sonrasında bana Nihal OLÇOK mesaj attığı için ben kendisini aradım. Benden bu şahsın telefon numarasını istedi. Ben de şahsı arayarak telefonunu verme konusunda izin istedim. İzin vermesi üzerine Nihal Olçok’a onun numarasını verdim. Daha sonrasında ben bu şahsı aradım ancak şahıs telefonu açmadı ve kendisiyle sonrasında hiç görüşemedim. Ben bu şahsı ilk aradığımda normal GSM araması olarak aradım ancak açtı. Daha sonraki tüm görüşmelerimiz Whatsapp uygulaması üzerinden oldu.

“Ben bu tür şahıslarla yan yana anılmak dahi istemem”

Yayındaki sorularımdan “seçimlere çok az vakit var, nasıl bir plan yaptınız yani?” sorumu bu şahsın seçimleri etkilemeye yönelik bir planı olabileceği ve arkasında birisinin olabileceğini düşüncesiyle sordum. Şahsın videolar yayınlayacağını söylemesi üzerine “peki çok önemli ve inşallah diyorum.” dememin nedeni şahsın tutarsız ve bölük pörçük konuşması nedeniyledir. Ben bu şahsın elindeki bilgi, belge, video ve dosyaları öğrenmek amacıyla sorular sordum. Bu belgelerin suç içerip içermediğine ilişkin bir bilgim yoktur. Çünkü görmedim. Hatta varlığından da emin değilim.

Ben bu şahsın yayınlamakla tehdit ettiği video ve belgelere ilişkin sadece gazeteci merakımla ve mesleğim gereği ilgilendim. Var olduğunu iddia ettiği bu belgeler ve videolar ile bazı kişilere şantaj yaptığını ve tehdit ettiğini düşünmedim. Ancak şu anda düşününce akla yatkın geliyor ancak kesinlikle bu kişinin bu eylemlerine iştirak etmek veya imkan sağlamak gibi bir kastım söz konusu bile olamaz. Ben bu tür şahıslarla yan yana anılmak dahi istemem.

“15 Temmuz tiyatro muydu değil miydi?” sorumu şahsın bu konudaki düşüncelerini öğrenmek için sordum”

Yayın sırasında Sinan Ateş cinayetiyle alakalı soruyu sorduğumu hatırladım. Buna ilişkin daha öncesinde cep telefonundan Muhammed YAKUT isimli şahısla konuştuğumuzu siz sorunca hatırladım. Cep telefonunda kendisine yaptığı yayında Sinan Ateş’in dosyasından bahsettiği için sormuştum. “delilerin delisi diyorsunuz ya kendinize bir deli de burada işte” ifadesini medya çalışanı olan arkadaşlarıma bir sitem olarak dile getirdim. Çünkü haber olduğunu düşündüğüm bu husus ile yeterince ilgilenilmediğini düşünüyorum. “15 Temmuz tiyatro muydu değil miydi?” sorumu şahsın bu konudaki düşüncelerini öğrenmek için sordum. Bu konuda darbe olacağı hususunun daha önce devlet kurumlarınca birkaç saat önceden bilindiğini düşünüyorum.

“Araştırmalarımı genelde açık kaynaklardan yapıyorum”

Bunun dışında yayında genel olarak şahsın açıkladığı konulara sorularımla açıklık getirmeye ve röportajı yönlendirmeye çalışıyorum ancak teknik aksaklıklar nedeniyle bu konuda eksik kaldım. Diğer yayınlarımda şahısla yaptığım bu canlı yayın ve şahsın diğer videolarında açıkladığı konulara kendimce yorumlar getiriyor ve bu konuları değerlendiriyorum. Aktif Bank konusuna ve İngiltere’deki adreslere ilişkin araştırmalar yaptım. Orhan Gencebay ve Muazzez Ersoy ile ilgili bahsettiği hususları da Google’dan araştırdım. Araştırmalarımı genelde açık kaynaklardan yapıyorum.

“Adımın bu yayın kuruluşuyla yan yana anılması şahsıma bir hakarettir”

Bu iddialara ilişkin çalışmalarım ve araştırmalarım bulunmaktadır. 2013-2018 yılları arasındaki IŞİD saldırılarına dair yedi bölümlük bir belgeselim bulunmaktadır. Bu kapsamda altmıştan fazla insanla saatler süren röportajlar yaptım. İçlerinde akademisyenler, gazeteciler, mağdurlar, avukatlar, siyasetçiler, emekli emniyet mensupları, insan kaçakçıları bulunmakta. Dolayısıyla hem açık kaynaklardaki bu konuya ilişkin iddialarımı onlarca farklı yayın sitesi ve kuruluşu yayınlamıştır. Bold Medya isimli yayın kuruluşu ile herhangi bir alakam yoktur. Adımın bu yayın kuruluşuyla yan yana anılması şahsıma bir hakarettir.

İsmail Küçükkaya beni arayarak benden kendi yayınında bahsettiğini ve Meral Akşener‘in de bunu az önce gündeme getirdiğini söylemişti. Muhammed Yakut isimli şahsın bu iddialarının Türkiye için önemli bir mesele olduğunu dile getirmek amacıyla bu cümleyi kurdum. Ben yayınımda İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz’dan da bu iddialar kapsamında bahsettim.