“Depremin 1. Yılında Bir Aradayız. Unutmak Yok! Affetmek Yok!” diyen Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu, 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde yürüyüş ardından da söyleşi ve konser düzenledi. Adalarda bir araya platform üyeleri, “6 Şubat’ı Unutmadık Hesap Soruyoruz” pankartı açarak söyleşinin yapılacağı Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi’ne (YKSM) yürüdü. “Unutmuyoruz, affetmiyoruz, helalleşmiyoruz”, “Gün gelecek devran dönecek, katiller halka hesap verecek” sloganlarının atıldığı yürüyüşe, CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz da katıldı. Yürüyüşün ardından Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Özdal, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Özer Akkuş ve Eskişehir Bilecik Tabip Odası (EBTO) Başkanı Hamit Güçlüer’in konuşmacı olduğu “Depremin 1. Yılında Bir Aradayız. Unutmak Yok! Affetmek Yok!” konulu bir söyleşi düzenlendi.
“ACIMIZ ÇOK BÜYÜK AMA ÖFKEMİZ DE BİR O KADAR BÜYÜK”
Yaraların dayanışma ile sarılacağına dikkat çekilen söyleşi, depremlerde hayatını kaybedenler anısın 1 dakikalık saygı duruşu ile başladı. Söyleşinin açılış konuşmasını Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu adına EBTO Yönetim Kurulu üyesi Dr. Nazan Aksaray yaptı. 6 Şubat 2023’ün Türkiye’nin en acı günlerinden biri olduğunu vurgulayan Aksaray, 6 Şubat’ta 11 ilimizde büyük can kayıplarına ve ağır yıkımlara neden olan iki büyük deprem yaşandığını hatırlattı. İki büyük depremde resmi rakamlara göre 53537 insanın hayatını kaybettiğini belirten Aksaray, “Acımız çok büyük. Acımız çok büyük ama öfkemiz de bir o kadar büyük. Hepimiz yaşadığımız bu felaketin suçlusunun deprem olmadığını, bu felaketin, asrın felaketi değil rantın felaketi olduğunu ve nedeninin ise ülkemizi saran kirli siyaset-sermaye ilişkisinin, bilimden, liyakatten ve insandan uzaklaşmak olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu büyük acıyı asla unutmayacağız, bu acıyı bizlere yaşatanları affetmeyeceğiz, onlarla helalleşmeyeceğiz ve hesap soracağız. Acılarımızı tazelemek, bireysel ve toplumsal travmalarımızı derinleştirmek istemiyoruz; ancak gerçeklerin üstünün örtülmesine, unutturulmasına da asla izin vermeyeceğiz” dedi.
“SUYUMUZU, ELEKTRİĞİMİZİ KESİTLER”
Aksaray’ın konuşmasının ardından deprem mağduru Ayşe Öğüt bir konuşma yaptı. Malatya’dan Eskişehir’e geldiklerini söyleyen Öğüt, deprem günü ve sonrasında yaşadıklarını anlattı. 2 çocuğu olduğunu bir de engelli kardeşi olduğunu belirten Öğüt, “Mücadele ediyoruz ama bir şey yapamıyoruz. 2 çocuğum var, onların eğitim hayatı için burada kalmak istedim. Ama bizim kaldığımız yurttan çıkarmamızı istediler. Suyumuzu, elektriğimizi kesitler. 2 çocuk ve engelli kardeşimle ne yapabilirimdim. Burada kalmak için çok zorluklar çektik. Emek ve Demokrasi Platformu bize destek oldu” diye konuştu.
BARINMA VE BESLENMENİN TARİKATLARA BIRAKILMIŞTI
Öğüt’ün konuşmasının ardından söyleşiye geçildi. Söyleşinin ilk konuşmacısı depremin hemen ardından deprem bölgesine giderek Gazeteci Bahadır Özgür ile birlikte "Mülksüzleştirme, Sermaye Transferi ve Kentlerin Yeniden Talanı” başlıklı deprem raporu hazırlayan Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Özdal oldu. Bahadır Özgür ile birlikte hazırladıkları rapor hakkında bilgi veren Özdal, deprem bölgesindeki izlenimlerini de paylaştı. Özdal, “20 yılda ülke çok zarar gördü ancak devletin olmadığı yerlerde kolonlarımızın ne kadar sağlam olduğunu gördük. Gerek mühendis odaları, gerek tabip ve eczacılık meslek odaları, emek ve meslek örgütleri, Özellikle devletin terk ettiği alanlarda, yardım, sağlık, beslenme gibi alanlarda önemli bir işler gördüler” dedi. Deprem bölgesinde barınma ve beslenmenin tarikatlara bırakıldığına dikkat çeken Özdal, tarikatların enkazların üstünde tövbe istiğfar yaptırmak karşılığında insanlara çorba dağıttığını söyledi. Özellikle Maraş ve Adıyaman gibi sivil toplumun güçsüz olduğu kentlerin tarikatlara ve dinsel ağlara terk edildiğinin altını çizen Özdal, devletin deprem bölgelerinde en çok yaptığı işin hasar tespiti ve enkaz kaldırma olduğunu söyledi.
“50 MİLYON İNSAN ŞU ANDA POTANSİYEL BİR 6 ŞUBAT'IN İÇİNDE YAŞIYOR!”
Jeoloji Mühendisleri Odası 2020 yılındaki Elazığ-Sivrice depreminin ardından fay üstünde yaşayan kentler üst başlıklı bir dizi rapor hazırlamaya başladığını anlatan Özdal, 2021 yılı Şubat ayından itibaren bu raporların peyder pey başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm yetkililere gönderildiğini belirtti. Özdal konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Jeoloji Mühendisleri Odasının 2021 Şubat ile 2021 Mayıs arasında yayınlayıp dağıtıma çıkarttığı 18 kent hakkında rapor var. Bu 18 kent arasında Maraş, Hatay ve Osmaniye'de var. 2 yılda ne yapılabilirdi? Çok şey yapılabilirdi. Bırakın tedbir almayı, bunun duyurusu bile yapılmamış. Bu raporlar 24 ile çıkmış durumda. 24 ilin 3'ü maalesef 6 Şubat depremlerinde ağır bir yıkılma yaşadı. Hala fay üzerinde kurulu olan 21 il var. Eskişehir'de bu iller arasında. Diri failler üstünde yaşayan, yapı stoku buna hazır olmayan bir kent. Panik yapmamalıyız elbette. Depremi bir kişisel güvenlik sorunu gibi almamalıyız. Ama bazı durumlarda hesaplaşmayı, katliam vuku bulmadan önce yapmalıyız. Bu 21 şehir halen fay hattı üzerinde. Ve çoğunlukla da Türkiye'nin batısında bu şehirler. Doğusunda da ayrı sorunlar var. Bunlara fay üstünde değil ama fay hattı yakınında bulunan ve yapı stoku son derece zayıf, olan İstanbul'da eklediğimizde yaklaşık 50 milyon insan şu anda potansiyel bir 6 Şubat'ın içinde yaşıyor. Her an başına gelebilecek bir 6 Şubat'ı yaşıyor. Herkes 6 Şubat gecesinde yatıyor. Siyasal iktidar ne kadar merkezileşmiş olursa olsun elbette başta en merkezi sorumlu olmak üzere silsile halinde olacaklardan sorumludur.”
TÜRKİYE DE NEREDE DEPREM OLACAĞINI TARTIŞMAYA GEREK YOK 2 YILDA BİR YIKICI BİR DEPREM OLUYOR
Özdal’ın ardından TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Özer Akkuş konuştu. 6 Şubat depremlerinin 99 depreminin ardından geçen 24 yılda Türkiye’nin yapı güvenliği ve arama kurtarmada yaşadığı gerilemeyi ortaya koyduğunu ifade etti. Gerçekleşen yıkımların ve kayıpların birer sonuç olduğunu belirten Akkuş, Japonya örneğini verdi. Türkiye’nin deprem tarihi hakkında da bilgiler veren Akkuş, “Türkiye’de deprem ile bakışımızı değiştiren deprem 99 Marmara depremi oldu” dedi. 2011 yılında Türkiye’nin deprem stratejisi ve eylem planı olduğunu dile getiren Akkuş, “Bakanlar kurulu kararı ile ilan edilen bu rapor sonrasında rezerv alanları ve kentsel dönüşüm alanları oluşturuldu. Yapı stokunun durumu bilinmeden toplu kentsel dönüşüm alanı yarattılar. Bir rant alanı oluşturuldu. İmar afları çıkarıldı” dedi. 6 Şubat depremlerinin ardından hala imar affından kaç binanın yıkıldığının açıklanmadığına dikkat çeken Akkuş, “Türkiye de nerede deprem olacağını tartışmaya gerek yok, 2 yılda bir yıkıcı bir deprem oluyor. Kimisi lokal kalır kimisi büyük bir coğrafya ya yayılır. 6 Şubat, bizim çarpık kentleşmemizin bir sonucudur” diye konuştu.
SAĞLIK SİSTEMİ DE ENKAZ ALTINDA KALDI
“Toprakları büyük depremler üzerinde olan bir ülkede yaşıyoruz” diyen Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Hamit Güçlüer, bu depremlerin 2 yılda bir tekrarlandığına dikkat çekti. Kentlerin beton yığınlarına dönüştürüldüğüne dikkat çeken Güçlüer, bu nedenle de depremlerin büyük bir felaketlere dönüştüğünün altını çizdi. SES ile birlikte deprem bölgesine gittiklerini anlatan Güçlüer, bir deprem raporu hazırladıklarını bunu da en yakın sürede paylaşacaklarını duyurdu. “1 yıl sonra depremin ardından yaşanan tablodan farksız bir noktadayız. Özellikle Hatay da” diyen Güçlüer, toplama kamplarına dönüşmüş yerleşim alanları olduğunu söyledi. Deprem Bölgesinde sağlık hizmetlerinin sağlık emekçilerinin çabası ve dayanışması ile yapıldığını kaydeden Güçlüer, “Sağlık sistemi de enkaz altında kaldı” dedi.
Söyleşinin ardından, konser için Hatay’dan Eskişehir’e gelen Kaldırım Müzik Topluluğu sahneye çıkarak konser verdi.