Eskişehir'de İşçilerle Seçimi Konuştuk

Eskişehir'de İşçilerle Seçimi Konuştuk

14 Mayıs seçimlerine az bir süre kala Eskişehir’deki fabrikalarda da temel gündem seçimler. Seçimlerde çözümü farklı ittifaklarda arasalar da işçilerin ortaklaştıkları konu ise ayın sonunu bir türlü getirememek!

Metalden petrokimyaya, gıdadan belediyeye kadar farklı sektörden işçilerle, seçimleri, ülkenin geleceğini ve fabrikalardaki eğilimleri konuşuyoruz. “Bu hükümet zenginlerin hükümeti” diye söze başlayan Arçelik işçisi, şöyle devam ediyor: “Zenginden alıp fakire vereceği yerde bizim hükümetimiz fakirden alıp zengine veriyor. Zor şartlarda geçiniyoruz, ev kirasını, elektriği, doğalgazı, suyu, interneti, telefon faturalarını zor ödüyoruz. Ay sonu gelmek bilmiyor. Bir ay doğalgaz faturasını ödemeyelim, gazımız anında kesiliyor, ama ihtiyaçları olmadığı halde patronlara her türlü kolaylıklar sağlanıyor.”

Millet İttifakını oluşturan partileri eleştiren metal işçisi, bir yandan hükümeti kesinlikle desteklemediğini söylerken, diğer yandan “TOGG’u ülkeye gelir kaynağı olarak gördüğünü, İHA, SİHA gibi savaş teknolojisindeki gelişmeleri desteklediğini” belirtiyor. “Yarın öbür gün ne olacağı belli olmaz savaş durumunda kendimizi savunmamız lazım. Biz hiçbir ülkeye savaş açmayalım ama kendimizi savunacak gücümüzün olması önemli” diyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adayı Muharrem İnce. “Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu aday olsaydı Millet İttifakını desteklerdim. Kılıçdaroğlu çok fazla seçim kaybetti, liderlik vasfı yok. Konuşmaları hiç kimseyi heyecanlandırmıyor” diyen Arçelik işçisi, seccade polemiğini ise “Kılıçdaroğlu’na dönük bir komplo” olarak yorumluyor. Fabrikasındaki işçilerin bazı eğilimlerine dair görüşleri ise şöyle: “Erdoğan’ın ülkelere ayar verebiliyor olması AKP’li işçileri motive ediyor. İşçilere Kuran okuyan, namaz kılan, oruç tutan bir liderin olması cazip geliyor.”

"ERDOĞAN’I ESKİSİ GİBİ SAVUNAMIYORLAR"

Petrokimya sektöründe faaliyet yürüten Alman sermayeli Metko’dan bir işçi değişim istiyor. “Ben bu seçim Erdoğan’ın gitmesini istiyorum. 20 yıldır iktidarda olan bir parti ve lideri var, bir kan değişikliğine ihtiyaç var” diyen petrokimya işçisi, Erdoğan’ın karşısında en güçlü aday olarak gördüğü Kılıçdaroğlu’nu destekliyor. Milletvekili seçimlerinde ise şimdilik “kararsız” olduğunu belirterek, “İktidar değişirse yeni gelen iktidar ekonomik sorunların üzerine eğilmeli” diyor.

Fabrika içerisinde seçimlere yönelik yapılan tartışmaları ise şöyle özetliyor: “Erdoğan fabrika içerisinde pek sevilmiyor, çok eleştiriliyor. AKP’li seçmen fabrikada olsa da çok fazla renk vermiyor, veremiyor. Özellikle deprem felaketinden sonra işçilerin AKP ve Erdoğan’ı savunması güçleşti. O yüzden polemiğe giremiyorlar.”

"MİLLET İTTİFAKI ERDOĞAN’I HAFİFE ALIYOR"

Kılıçdaroğlu ve CHP’ye oy vereceğini söyleyen Bekel Kablo işçisi, fabrikada azınlık olmalarından yakınıyor: “AKP’ye ve Erdoğan’a oy verecek işçiler daha fazla. Pazara, markete rahat gidemiyoruz, aldığımız ücretlerle geçinemiyoruz. Çocuklarımızın geleceğinden hepimiz kaygılıyız, bunları görüp hâlâ gidip Erdoğan’a oy vermeyi anlayamıyorum.”

Meko Beton’da çalışan bir işçiyse muhafazakâr bir ailede yetiştiğini belirterek, vereceği oyun değişmesinin zor olduğunu söylüyor. “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde alternatif olmadığı için Erdoğan’a oy vereceğim ancak milletvekili seçimlerinde kararsızım” diyen işçi, Millet İttifakı’nın rehavete kapıldığını ve Erdoğan’ı hafife aldıklarını düşünüyor. “Erdoğan siyasette önemli bir figür ve AKP’den büyük bir kopuş da yok. Seçimin bıçak sırtı geçeceği belli ama Erdoğan kazanabilir” diye konuşuyor.

"HAKKIMI ARIYORUM, SUÇLU MUAMELESİ GÖRÜYORUM"

Atışkan Alçı’da çalışan ve grevde olan bir işçi, yıllardır AKP’ye oy verdiğini, şimdi ise patronuyla aynı partiye oy vermek istemediğini dile getiriyor: “Ben dindar bir işçiyim, AKP’nin gençlik kollarında uzun seneler çalıştım. Oyumu devamlı olarak Erdoğan’dan yana kullandım. Burada grevdeyim, ekmeğimi büyütmek istiyorum hakkımı arıyorum. Ancak anayasal hakkıma sahip çıktığım için suçlu gibi bir muamele görüyorum. Erdoğan’a da AKP’ye de açıkçası oy vermek istemiyorum. Ama ciddi bir alternatif de göremiyorum. Hiçbir siyasinin konuşması bana geçmiyor, samimi gelmiyor. Atışkan patronuyla aynı partiye de oy vermek istemiyorum. İşçilerle patronların aynı partiye oy vermesi zaten çelişkili farkındayım ama kararsızım.”

"TALEPLERİMİZ İÇİN MÜCADELE ETMELİYİZ"

Emek Partisi’nin seçimdeki tutumuna göre hareket edeceğini belirten bir işçi ise “EMEP’i çok sayıda işçi biliyor, tanıyor hatta sempati de duyuyor, ancak EMEP’i seçimde herhangi bir ittifakta görmek istemiyorlar. Yıllardır Kürt sorunu üzerinden yapılan milliyetçi propagandanın işçiler içerisindeki tezahürü maalesef böyle” diyor ve ekliyor: “İşçilerin çıkarının barışta olduğunu bıkmadan usanmadan anlatmak gerekiyor. Silaha, tanka, topa ayrılan bütçe ortada, bütçeden işçilerin payına ne düşüyor? Depremde devleti ortada göremedik ama hakkını arayan işçilerin karşısına çıkmakta hiç gecikmiyorlar. Kendi çıkarlarımıza olan talepler etrafında örgütlenmeli ve mücadeleyi büyütmeliyiz.”

Görüştüğümüz belediye işçileri ise işyerlerinde ezici çoğunluğun oyunu CHP ve Kılıçdaroğlu’na vereceğini söylüyor. İnce’nin ise belediye işçileri içerisinde neredeyse hiç tartışılmadığını belirtiyorlar. En önemli sorunlarının geçim derdi olduğunu söyleyen işçiler, “Belediye işçilerinin çalışma ve yaşama koşulları iyileşmeli, refah içinde yaşamak bizlerin de hakkı. Bu nedenlerle Erdoğan yenilmeli” diyorlar.

"GEÇİM SIKINTISI OY TERCİHLERİNİ DEĞİŞTİRİYOR"

Sema Plastik fabrikasında çalışan bir işçi, son bir aydır, fabrikada seçim tartışmasının yaygınlaştığını, temel meselenin de ekonomi olduğunu belirtiyor: “Bizim fabrikada AKP ağırlığı vardı ancak geçim sıkıntısı insanların oylarını da değiştirdi. Şimdiye kadar CHP’ye oy vermemiş olan arkadaşlar Kılıçdaroğlu’na oy vereceğim diyor. İşçilerin yüzde 50’sinin Erdoğan’a oy vereceğini söyleyebilirim. Yüzde 30’u Kılıçdaroğlu’na, kalanı da İnce’ye oy vereceğini söylüyor. Ekonomi bu kadar kötü olmasaydı işçilerin büyük bölümü Erdoğan’a oy vermeyi sürdürürdü.” Başka bir Sema Plastik işçisi ise AKP ve Erdoğan’a oy vereceğini söylüyor. Gerekçelerini ise şöyle sıralıyor: “Şehir hastaneleri yaptı, yollar, köprüler yaptı, ülkeyi atağa kaldırdı.” Sağlık sisteminde yaşanan sorunları, tartışmalı ihaleleri hatırlatıyoruz, “Tabii bazı yanlışları da olmuyor değil. Örneğin yabancılara konut satışını çıkardı. Ben de buna itiraz ediyorum. Ama şöyle bir bakıyorum da ülkeye liderlik edebilecek başka kimse yok” diye konuşuyor.

"BAŞKANLIK SİSTEMİ DEĞİŞSİN" DİYENLER AĞIRLIKTA

Tıbbi malzemeler üreten Konfort fabrikasından bir işçi, en önemli sorunları ekonomi ve adalet sistemindeki çöküş olarak ifade ediyor. Kılıçdaroğlu ve CHP’ye oy vereceğini, çalıştığı fabrikada da başkanlık sisteminin değişmesi yönünde görüşlerin ağırlıkta olduğunu aktarıyor: “AKP’den kopuşlar var. İşyerinde AKP’ye oy verdiğini bildiğim işçi arkadaşlarımın bir kısmının Kılıçdaroğlu’na bir kısmının da İnce’ye oy vereceğini biliyorum. Bunu artık açıktan söylüyorlar. Erdoğan’a oy verecek azınlık bir kesim var. Özellikle genç türbanlı kadın işçiler. Gerekçe olarak da ‘CHP iktidara gelirse başımızı açacak, camileri kapatacak’ gibi şeyler söylüyorlar.”