ESKİŞEHİR'DE 8 MART: ASLA YALNIZ YÜRÜMEYECEKSİN!

ESKİŞEHİR'DE 8 MART: ASLA YALNIZ YÜRÜMEYECEKSİN!

Eskişehir Demokratik Kadın Platformu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde Üniversite Caddesi'nden Adalar'a düzenlediği yürüyüş ile alanlardaydı. Kadınlar eşit işe eşit ücret cinsiyet eşitliği ve kadına şiddetin son bulması talepli sloganları ile yürütken 6 Şubat depremlerinden etkilenen kadınlarla Filistinli kadınlar da unutulmadı. Katılımcılar yürüyüş güzergahı boyunca "Kadın, yaşam, özgürlük!", "Asla yalnız yürümeyeceksin!" ve "Aileye kul sermayeye köle olmayacağız"   sloganları İle Eskişehir'den ses yükseltti.

Fotoğraf: Eskişehir'in Sesi

Yürüyüşün başlangıcında EDKP adına konuşan Emek Partisi Eskişehir İl Başkanı Ceren Kökoğlu,"Bu 8 Mart ı geçtiğimiz günlerde 8 kız kardeşimizin erkek egemen toplum ilişkilerinde vahşice öldürüldüğü haberleriyle karşıladık. 22 yıldır iktidarda olan ve eşitsizliğin, sömürünün, kadın cinayetlerinin önünü açanlar her kadın cinayetinden sonra bizlere ‘bu cinayetleri münferit birer olay’ olarak açıklasalar da bizler biliyoruz ki kadın cinayetleri politiktir. Bir kız kardeşimizi daha kaybetmediğimiz bir gelecek de ancak bu kapitalist sömürü politikalarını alaşağı ettiğimiz: eşitliğin ve özgürlüğün dünyasında mümkündür. Bu sebeple her yıl olduğu gibi bu alanlarda var olmanın, kadın dayanışmasından aldığımız güçle mücadelemizi büyütmenin ve bizleri karanlığa, gericiliğe hapsetmek isteyenlerin karşısında birleşik mücadelemizle duracağımızın sözünü veriyoruz." şeklinde konuştu. 

Fotoğraf: Eskişehir'in Sesi

Yürüyüşün sonunda Eskişehir Demokratik Kadın Platformu adına basın açıklamasını okuyan ve aynı zamanda Emek Partisinden Tepebaşı Belediyesi Başkan adayı Olan Berivan Özkara,  "İşyerinde, sokakta, okulda, evde can korkusuyla yaşamaya, tacizcilerin, istismarcıların, kadın katillerinin kollanmasına, “işten atarız” tehditlerine, mobinge, tacize, baskıya, cinsiyet eşitsizliğinin derinleştirilmesine, sermaye iktidarına da tek adamına da “artık yeter” diyoruz. Şiddetsiz bir yaşam istiyoruz! 

Medeni haklara yöneltilen gerici saldırılara, çocukların, gençlerin tarikat karanlığına mahkûm edilmesine, diyanetiyle, tarikatıyla, medya organları ile kadınlara kölece bir yaşamı telkin edenlere, kadınların hayatlarını ve haklarını kazanma mücadelesinin karşısına yasaklarla dikilenlere, lgbti+’ları hedef haline getirip ötekileştirilenlere, nefret politikalarını sistematikleştirenlere “hayır” diyoruz. Özgür bir yaşam istiyoruz!" dedi. 

Kadınların hak mücadelelerinin AKP'nin ürettiği gerici politikaların karşısında önemli bir direnç noktası olduğu vurgusunu yapan Özkara, "Erkek egemenliğine karşı mücadele eden politik kadınlara yönelen saldırılar da günbegün artıyor. Taciz, tecavüz, tutuklama, gözaltı saldırıları ile engelleyemedikleri kadınların özgürlük mücadelesini; hapishanelerde devrimci kadın tutsaklara yönelen kıyafet sınırlamaları, çıplak arama dayatmaları ile hasta kadın tutsakların sağlık hizmetine erişimlerinin engellenmesiyle, keyfi infaz yakmalarla, üniversite çevrelerinde kümelenen polis ve jandarmanın genç kadınları sistematik olarak taciz etmesiyle, gözaltında kadınlara özel olarak uygulanan sözlü-fiziksel şiddet ve cinsel işkenceyle, direnen barış annelerine ve kadın milletvekillerine uygulanan polis şiddeti ile geriletmeye çalışıyorlar.
Aynı devlet aklı genç kadınların güvenli kampüs, demokratik ve laik eğitim talebini görmezden gelirken gençlerin gelecek kaygısı kara delik gibi büyüyor. 22 yıllık iktidarında kindar nesiller yaratmak arzusuyla eğitimi gün be gün gericileştiren, tarikatların cirit attığı bir alan haline getiren Akp hükümetlerinin emperyalistlerin dünyayı paylaşmak üzere uyguladığı savaş politikalarına ortaklığı Ortadoğu’yu da kan gölüne çeviriyor. Filistin’deki, Rojova’daki savaşlardan kadınların payına daha çok acı, zulüm, şiddet düşüyor.  Rant için doğamız, yaşam alanlarımız talan ediliyor. Doğa olayları felaketlere dönüşüyor. 6 Şubat depremlerinde bölgeyi acılarıyla baş başa bırakanlar hala İliç’te siyanürlü toprak altında olan 9 canımızı bile çıkaramıyor.  İşte tüm bunlar ve daha fazlasıyla üzerimize yıkılanlara karşı her gün mücadeleyle yazılan birikimimizi eşit, özgür, şiddetsiz bir hayatı kurmak için büyütüyoruz. Susmuyoruz, sinmiyoruz. Tarihimize, kadın dayanışmasının gücüne yaslanıyoruz. Savaşa karşı barış sözümüzü, sömürüye ve yoksulluğa karşı insanca yaşam talebimizi, şiddete karşı dayanışmamızı ve mücadelemizi örgütlüyoruz. Yaşasın kadın dayanışması! Yaşasın 8 Mart!" ifadelerini kullandı. 

Kadınlar Basın açkılamasının son bulmasının ardından sloganlar ve danslarla Dünya Emekçi Kadınlar gününü Kutladılar.