Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in açıklamalarına göre, yeni eğitim müfredatının hazırlıkları tamamlanmak üzere. Bu yeni müfredatın, dini ve milli değerleri temel alan, farklılıkları ötekileştiren bir içerikte olacağı belirtiliyor. Ancak, bu yöndeki adımlar ve yapılan değişiklikler, laik, bilimsel ve demokratik eğitim anlayışına uygun mu, tartışma konusu olmaya devam ediyor. Eğitim Sen, laik, bilimsel ve demokratik bir eğitim için mücadele etmeye devam edeceğini belirtiyor.
Eğitim-Sen Eskişehir Şube Başkanı Sertaç Durdu konu ile alakalı yaptığı açıklamada, "Bakan Tekin’in bugüne kadar yaptığı açıklamalardan çıkarılabilecek en somut sonuç, yeni eğitim müfredatının, tüm derslerde sarmal olarak ‘dini’ ve ‘milli’ değerleri temel alan, farklılıkları ötekileştiren bir içerikte hazırlıkların yapılmış olmasıdır. Yıllardır iktidar eliyle adım adım hayata geçirilen eğitimde dinselleşmenin son halkasının yeni müfredat üzerinden tamamlanması hedeflenmektedir. MEB’in müfredat değişiklikleriyle yapmak istediği şey, tam olarak iktidarın siyasal ve ideolojik çizgisine paralel olarak “milli ve manevi değerler”le donatılmış nesiller yetiştirmektir. Nitekim Milli Eğitim Bakanı’nın STK olarak tanımladığı tarikat ve cemaatlerin ısrarıyla, ÇEDES projesiyle tamamen dini değerlere dayalı “değerler eğitimi” uygulamasının eğitimin tüm kademelerinde hayata geçirilmesi hedeflenmektedir." şeklinde konuştu.
Durdu Yeni Müfredatın ÇEDES projesi ve Tarikatlarla kurulan bağları gibi girişimleri kurumsallaştırmayı hediflediğini söylerken,"Milli Eğitim Bakanı’nın STK olarak tanımladığı tarikat ve cemaatlerin ısrarıyla, ÇEDES projesiyle tamamen dini değerlere dayalı “değerler eğitimi” uygulamasının eğitimin tüm kademelerinde hayata geçirilmesi hedeflenmektedir.
Bugüne kadar hazırlanan müfredatların genel amaçları kısmında her ne kadar insana, demokratik değerlere, evrensel yaklaşıma dönük vurgular yapılmış olsa da, uygulamalar ve araçlar düzeyinde tam tersi bir durum ortaya çıktı. Yeni müfredat açıklandığında, benzer bir durumla karşılaşılması şaşırtıcı olmayacaktır.
Ülkemizde halklar, inançlar, kültürler ve kimlikler açısından var olan farklılıklar ve çok renklilik, eğitim müfredatlarında karşılığını hiçbir zaman tam anlamıyla bulamadı. Bu farklılık, zenginlik ve çeşitlilikler ya görünmez kılındı ya da “karşı”, “düşman” ve “öteki” olarak yaftalandı." ifadelerini kullandı.