KADINLAR İNSANDIR, BİZ İNSANOĞLU*

Kadının değerini, yüceliğini, insanlığın kadına bağlı olduğunu anlatan en veciz sözdür. 
Alışıla gelmiş geleneksel kimlik olan: 
“Kadın ya birinin kızı ya da (bir başkasının) karısıdır; tek başına var olması neredeyse mümkün değildir” edilgen anlayışa itirazdır, 
“eğer aile diye bir kurum varsa, bu, kadının ‘karılık’ değil ‘analık’ işlevi sebebiyledir.” 
 “Analardır adam eden adamı” şarkı sözündeki gibi, etken olduğunu vurgulamaktır.
Çünkü insanın menbaı da, menşe-i hayatı da kadındır. 
O insandır. O’ndan ötürü de biz (erkekler) insanoğluyuz. 
Oğul & oğullar; cinsiyet ve kavram olarak kadınlar sayesinde bir anlam kazanır.
Ki; oğula/oğullara,  şekil ve biçim veren, canı kanıyla yaşama kavuşturan kadınlardır. 
Gel görkü; dünden bugüne kadınlar üzerindeki emek sömürüsü, cinsel sömürü, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, baskı ve yasaklar  “oğul”lardan oluşan
–kadını özel mülk gibi gören- erkek egemen sistemidir.
“Kadınlar insandır, biz insanoğlu” 
Aslında bu söz; erkek egemen toplum sistemine, o sistemin kadına ve kadın haklarına saldıran,  Mizojini** zihniyetine bir göndermedir. 
Avrupa ve OECD ülkeleri arasında erkeklerden fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının en yüksek olduğu ülke Türkiye’dir. 
Oran yüzde 38’dir. 
Neredeyse her 10 kadından 4’ü erkek şiddetine maruz kalıyor. 
2022’de 334 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 
245 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. 
2023 ‘ün ilk 3 ayında 65 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 
56 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
#6284_sayılı_Kanun:
“Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”  un genel gerekçesinde;
“Bu Kanun öncelikle en temel insan hakkı olan #yaşam_hakkının korunması, #kadın_cinayetlerinin_son_bulması amacıyla kurumların şiddetle mücadelenin her aşamasında aktif rol almasını sağlamayı hedeflemektedir.” der.
Der demesine de… Buna karşı çıkanlar, yaşam hakkının korunmasını reddedenler var! 
Ret şartıyla 'Cumhur İttifakı’nda yer alan partiler var… 
 .                                   .                             .
İlkel kanunlar ve semavi dinler kadını aşağılar.
Tevrat, kısır kadının terkedilmesini emreder.
İslam hukuku, kadını erkeğe tabi kılar ve eve hapseder.
Çok karılığı olağanlaştırır.
Hristiyanlığın önde gelen azizlerinden Saint Paul: 
“Erkek kadın için değil, kadın erkek için yaratıldı” der.
Köleci toplumdan modern kapitalist toplumlara kadar kadın, teoride de pratikte de ikinci sınıf insan muamelesi gördü/görüyor…
Bekâretinden giyim kuşamına ve konuşma tarzına varıncaya kadar ahlaksal zincirlerle sarıldı ve alçaltıldı. Hakarete uğradı!
Lafını sözünü bilmez birilerince; “sürtük”, “çürük”, “edepsiz”, “adiler” vb. sıfatlar takılarak aşağılandı.
Kadınlar, kadınlarımız bunları hak etmedi ve unutmadı.
Kadınlar nesne değil, varlık nedenimizin asli öznesidir.
Çünkü “Kadınlar insandır..!”

* “Kadınlar insandır, biz insanoğlu” sözü; halk ozanı Neşat Ertaş’a aittir. 
** Mizojini; kadınlara karşı her türlü nefret, düşmanlık, önyargılı tutum, tavır ve davranışın adıdır.