BİR ZORUNLU GÖÇ MANZARASI VE SEÇME HAKKI

     "ey kendi kararan kalaycılar..."     

Canını enkazdan çekip çıkarabilen insan bir bilinç kaynağıdır. Bir kaynaktan her gelen giden beslenmeyebiliyor. Deprem, darbe, savaş, kıran vb. deneyimleri kollektif bir kavrayışa dönüştürecek, kalıcı ve kuşaklarca taşınabilir belleği mümkün kılan "örgütlenme" ne müthiş bir buluş. Bu buluşa eşlik eden dayanışma bilinci ise "kapitalist devlet" aygıtnın ideolojik ve pratik davranışına karşılık gelen bir zıtlık vaziyeti olsa gerek. 

Şunu da görmedik değil;  bu süreçte düşük kaliteli mal stokları epey eritildi. Adı sanı bilinmeyen birçok ürünle tanışma imkanı buldu deprem bölgesinde yaşayan insanlarımız!  Ne de olsa zorunlu muhtaçlık üzerinden tanımlanan bir mal tedarik zinciri söz konusudur. Tüketilecek gıdanın içeriğine bakacak durum yoktur! 
Bu gerçeği iyice düşünmek ve bilincimizin bir odasına özenle yerleştirmek iyi olur. 
Önümüzde bir de ülkenin geleceğini büyük oranda belirleyecek bir seçim süreci duruyor. Buradaki temel sorun şu; ülkenin  bir bölümü depremde yıkılmış, onbinlerce insan yaşamını yiitrmiş, yüzbinlerce insan zorunlu olarak farklı şehirlere sığınmış halde. Barınma ve geçim sorunu, bu zorunlu göçü daha da zor hale getiren etkenler olarak bu şehirlerdeki insanların sırtında duruyor. 
Buna rağmen insanlar bin bir zorlukla; zaman, maddi ve bedensel güç tüketerek oy hakkını kullanmak zorunda bırakılıyor. Bu arada onbinlerce insan türlü imkansızlıklar nedeniyle bu hakkını kullanamıyor bile. 
Sonucu ne olursa olsun, seçme hakkını kullanamayan insaların bu boyuttaki varlığı salt matemetiksel bir ölçüt olmayı aşarak asgari demokratik, adil bir seçim söylentisini bile boşa düşürür!
AFAD kayıtlarında mevcut olan depremzede adres bilgileri bir veri olarak YSK tarafından değerledirilebilirdi. Buradan da yola çıkarak depremde zarar gören illere dönük seçim sandıkları kuurlabilirdi. Tabii ki burada niyet-hesap-kitap meselesi öne çıkıyor. 
Burada çözüm üretmeyerek ne kadar oyun nereye gitmeyeceği gibi matematiksel - siyasal bir muhasebe iktidarın siciline kayıt edilebilir ancak. Zira karar alıcı ve uygulayıcı iradenin ta kendisidir iktidar. 
Biz yine de bu seçimleri, ülke demorasi tarihinde seçme hakkının  bir anlamda gaspedildiği bir seçim olarak not etmiş olalım. Zira bu not belleklerde, gelecekte  de sürekli bir hatırlatma notu olarak kalacaktır. 
Öte yandan onbinlerce insan, umutla bölgeye doğru yola çıkmaya hazırlanıyor. Bu yolculuğu büyütmek gerek. 
Bu yolculuğun eski dilde bir tarifi yok.